Saygıdeğer Çerkesler, Çerkes Dostları ve Basın mensupları,
Özgün birçok dil ve kültürün mirasçısı olan biz Çerkesler anavatanımızda antik çağlardan beri milli değerlerimize yaslanıp özgür bir şekilde yaşarken;
XV’inci yüzyılın ikinci yarısından itibaren Emperyalist Çarlık Rusyası’nın yayılmacı politikalarına ve saldırılarına maruz kalmaya başladık.
Bizler;
Zamanın en büyük emperyal gücü olan, gerek insan sayısı ve gerekse modern silah ve teçhizatla donatılmış Çarlık Rusya’sının orantısız gücüne karşı 100 yılı aşkın bir süre;
Vatanımız, Özgürlüğümüz ve Onurumuz için Kanımızın son damlasına kadar savaşmak zorunda kaldık.
Nihayetinde orantısız güç galip geldi ve halkımızın % 90’ı her türlü imkansızlıklara rağmen zorla anavatanından sürgün edildi. Bir asır süren Kafkas-Rus savaşlarında ve sürgün yollarında yüz binlerce insanımızı kaybettik. Bir asır süren Kafkas-Rus savaşları atalarımızın ellerindeki kırık kama ve kılıçların destanıdır.
Yeryüzünde hiçbir galibiyet bu zulüm ve katliamlarla dolu mezalim kadar, galip geleni utanca boğmamış, hiçbir yenilgi mağlup olanı bu kadar yüceltmemiştir.
21 Mayıslar….
1.5 Milyondan fazla Çerkesin zorla gemilere bindirilerek meçhul ufuklara yelken açtığı, yurtlarından kovulduğu, kahır ve felaketlerden oluşan yangın bulutlarının gökyüzünü kapladığı, ağıtların yürekleri parçaladığı o kara gündür.
21 Mayıslar…
İşte böyle haykırışların semaya yükseldiği, esaretin ne olduğunu bilmeyen Çerkeslerin özgürlüklerine vurulan en son kahredici darbeyi işaret eden trajik bir tarihtir.
21 Mayıslar….
Özgürlük ateşimizi körüklediğimiz ve aydınlık yarınlarla kucaklaşma umutlarımızı yeşerttiğimiz o kutlu günün habercisi ve onurlu direnişimizin ilham kaynağıdır.
Bu tarih hiçbir Çerkesin, hiçbir zaman unutmayacağı, bağışlamayacağı, sızısını her zaman yüreğinde hissedeceği, büyük bir kine sebep katliamların ve kahpece işlenen cinayetlerin sembolüdür ve bu hep böyle kalacaktır.
Böyle bir tarih unutturulamaz, bu tarih her Çerkesin ve vicdan sahibi her insanın hafızasında dünya durdukça lanetle anılacaktır.
Bu gün;
Bizim için ulusal yas günüdür.
Bu gün bizim için direniş ve diriliş günüdür.
Temel insan hak ve özgürlüklerini, hukukun üstünlüğünü, adalet ve eşitliği savunan ve biz Çerkeslerin yaşadığı soykırıma seyirci kalan tüm özgür dünyanın utanç günüdür.
Bizler; acılarımıza tutunarak bir kez daha haykırıyoruz.
Çerkes halkı soykırıma uğramıştır, sürgün edilmiştir.
Çerkes halkı mazlumdur, mağdurdur.
“Çerkeslerin kimlikleri, kültürleri ve anadilleri ile özgür bir şekilde anavatanlarında yaşam hakları vardır ve bu hak ana sütü kadar da helaldir.”
Bugün Avrupa, Asya, Ortadoğu, Anadolu ve ana vatanından uzak 45 ülke semalarında uçan kafkas kartalları, gün gelecek Yüce Allahın nurdan yarattığı kadim Dağlarındaki koyaklarına geri dönerek özgürlük ateşini yakacaklardır.
Ve Çerkesler kendi öz vatanlarında özgür bir halk olarak tarih sahnesindeki hak ettikleri yeri alacaktır.
Bir kez daha özgürlük savaşlarında ve sürgün yollarında şehadete eren atalarımızı sevgiyle, saygıyla, rahmetle, minnetle, muhabbetle ve dualarla anıyoruz.
Allah kabirlerini nur mekânlarını cennet eylesin.
Yaşasın onurlu ve haklı mücadelemiz.
NOT: Metni kaleme alan hemşerimiz Erol Karayel ile haber fotoğrafımızı oluşturan ve bizlere ulaştıran Adige Xase Çerkes Derneği Başkanı Talih Batmaz kardeşimize teşekkür ederiz.